| HazırlayanOrhanANT
 İçindekiler 
                                      :Eskatoloji 
                                      Nedir?
 .......... Sona Ermek 
                                      anlamındaki Son .......... Amaç yada 
                                      Hedef anlamında Son .......... Eskatolojik 
                                      Son Anlar Ne Zaman Başlayacak? Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta 
                                      Eskatolojik Öğretiş ..........  Müslümanlıkta Eskatoloji Öğretişi varmıdır? ..........  Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta Eskatolojik Benzer olaylar varmıdır? .......... Eskatolojik olarak 
                                      Müslümanlık ve Hıristiyanlığa göre nasıl 
                                      yaşanmalı / yaşanıyor?  Kaynakça       ESKATOLOJİ  Bu sözcük Türkçe’de çok kullandığımız ve bilindik 
                                      bir sözcük değildir. Eskatoloji dinsel açıdan 
                                      son zamanlarda dünyanın sonunda olacakları 
                                      anlatır. Tanrının tüm yaradılışına yapacağı 
                                      en son eylemleri anlatan bir öğretiştir. 
                                        Eskatoloji için kullandığımız “en son” kelimesini 
                                      bazen yanlış algılayabiliyoruz. Örnek Esinlemenin 
                                      tüm Kutsal Kitabın en sonunda yer almasından 
                                      dolayı Eskatoloji’yi Son an öğretisi olarak 
                                      görebiliyoruz. Her ne kadar Eskatoloji dünyanın 
                                      sonu ile ilgili öğretiler versede Kutsal Kitap’ın en sonunda da olsada 
                                      Esktaoloji sadece 
                                      bu sonlarla ilgi değildir.  Eskatoloji’yi tanımlarken “SON” kelimesini kullanmıştık. 
                                      Bu “SON” kelimesinin iki farklı anlamına 
                                      bakmalıyız. Sona Ermek Anlamındaki SON (Bitmek) 31 
                                      Temmuz saat 12.00’da Kira Kontratımızın 
                                      günü sona erecek. Burada kullandığımız son 
                                      Zamanın sonunu belirtmek için kullanılmıştır. Amaç ya da Hedef 
                                      Anlamındaki SON  Webminster İnanç Açıklamasında 1. 
                                      Bölümünde şu soruluyu sormaktadır. “İnsanlığın 
                                      Baş Amacı Nedir?” Buradaki Amacı kelimesi 
                                      İngilizcide “SON” kelimesi kullanılmaktadır. 
                                      Bu soru insan hayatının sonundan değil, 
                                      insanlığın amacından bahsetmektedir. Bu 
                                      yüzden bizler için Eskatoloji sadece dünyanın, 
                                      sonu ile ilgili olarak görmüyoruz, bizler 
                                      Eskatolojiye göre amacımızı öğrenmekle ilgileniyoruz. Eskatoloji yalnızca bize dünyanın sonu’nu son günleri öğreten 
                                      bir öğretiş değildir, Eskatoloji bize tüm 
                                      Hıristiyan hikayesini kapsamaktadır, yani 
                                      yaratılıştan sonsuz ve ebedei 
                                      hayata kadar olan bir öğretiştir. Eskatoliji son anlar ne zaman başlayacak?   Eskatoloji 
                                      öğretişi bilime dayalı bir öğretiş değildir, 
                                      Eskatoloji Kutsal Kitap’a dayalı bir öğretiştir, 
                                      ve buna göre her zaman biz Mesih imanlıları 
                                      son günler içerisinde yaşamaktayız.  İbranlier 1:1-2 Tanrı eski zamanlarda 
                                      peygamberler aracılığıyla birçok kez ve 
                                      çeşitli yollardan atalarımıza seslendi. 
                                      Bu 
                                      son çağda da her şeyin mirasçısı olarak 
                                      belirlediği ve aracılığıyla evreni yarattığı 
                                      kendi Oğluyla bize seslenmiştir.  İncilin İbraniler bölümü 
                                      İ.S. 70 li yıllardan 
                                      önce yazıdığını 
                                      biliyoruz, ancak burada yazar Bu son çağda diyerek yaşadığı dönemin 
                                      artık SON günler olduğunu, Son günlerin başladığını İsa Mesih’in gelişiyle 
                                      başladığını bize öğretmektedir. Son zamanların 
                                      İsa Mesih’in dünyaya birinci gelişi ile 
                                      ilgili olduğunu dahada sağlamlaştırmak için 
                                      Kutsal Kitap’ta hatta İncil’in Son günlerle 
                                      ilgili olayları bize bildiren Vahiy bölümünde 
                                      bile elimizde kaynaklar bulunmaktadır.  Vahiy 5. Bölümde Tanrı’nın elindeki Tomar’ı açmak için göğe alınmış 
                                      İsa Mesih’i görüyoruz. Vahiy 5:7-10 Kuzu gidip tahtın üzerinde oturanın sağ elinden tomarı 
                                      aldı. Tomarı alınca, dört yaratık ve yirmi 
                                      dört ihtiyar O'nun önünde yere kapandılar. 
                                      Her birinin elinde bir çenk ve kutsalların 
                                      duaları olan buhurla dolu altın taslar vardı. 
                                      Yeni bir ezgi söylüyorlardı: "Tomarı 
                                      almaya ve mühürlerini açmaya layıksın! Çünkü 
                                      boğazlandın, ve her oymaktan, her dilden, 
                                      her halktan, her ulustan insanları kendi 
                                      kanınla Tanrı'ya satın aldın. Onları Tanrımızın 
                                      hizmetinde bir krallık haline getirdin, 
                                      kâhinler yaptın. Dünya üzerinde egemenlik 
                                      sürecekler."  Gördüğümüz gibi Rabbimiz İsa Mesih Tanrı’nın amacı uyarınca dünyaya 
                                      gelmiş Çarmıhta akıttığı kanı sayesinde 
                                      bizi günahlardan kurtarmış, ölmüş ve dirilmiş 
                                      olup Gökyüzüne çıkmış, ve Baba Tanrı’nın 
                                      elindeki Tomar’ı alıp Mühürleri açmaya başlamıştır, 
                                      burada dikkat etmemiz gereken Son günlerin, 
                                      İsa Mesih’in ikinci gelişi ile başlamadığı 
                                      aksine Son’un başlangıcı İsa Mesih’in beden 
                                      alarak dünyaya gelmesi ile başlamasıdır. 
                                      Ancak bu demek Eskatoloji tamamlanmış son 
                                      günler tamamlanmış demek değildir, Son günler 
                                      Rabbimiz İsa Mesih’in dünyaya 1. gelişi 
                                      ile başlamış, 2. gelişi ilede tam dolgunluğa erişip, vaad edilenlere kavuşmamızla 
                                      sonuçlanacaktır. Tarihi bir zaman çizgisi 
                                      gibi düşünelim bu çizginin başlangıcı YARATILIŞ, 
                                      Rab’bimiz İsa Mesih’in 1. Gelişi ile Tarihin 
                                      tam ortası, ve ikinci gelişide SON günlerin dolgunluk dönemine ulaştığı Sonsuzluktur. Yaratılış   Zaman Çizgisi Sonsuzluk ←------------------------------†------------------------------→ Eskatoloji 
                                      bizim için sadece dünyanın sonunda olacak 
                                      olayları anlatan bir öğreti değildir, Yani 
                                      dünyanın sonunda Şeytan böyle cezalandırılacak, 
                                      Mesih’e iman etmeyenlerin sonu böyle olacak 
                                      hangi peygamberin görevi nedir gibi olacak 
                                      olayları sadece anlatmak değildir, Eskatoloji 
                                      aynı zamanda öğretişine bakarak nasıl yaşamamız 
                                      gerektiğini bize öğreten bir öğretidir. 
                                      Kutsal Kitaptaki İbrahim’in hayatı buna 
                                      bir örnektir, Vaad edilene, gelecekte olana 
                                      bakarak bilmediği tamamen yabancı olduğu 
                                      bir ülkeye gitti ve orada yaşadı, bunu neden 
                                      yaptı gezmeyi seven bir insan olduğundan 
                                      değil Tanrı’nın vaadine güvenip Vaad edilen 
                                      topraklara gitti o anda belki o topraklar 
                                      anlatıldığı gibi değildi ancak yinede vaad 
                                      edilen topraklardı, İman atamız İbrahim’in 
                                      bu davranışı geleceğe Tanrının vaadine bakıyor 
                                      ve bu vaadin gerçekleşmesi için Tanrı’nın 
                                      buyruğuna göre yaşıyordu ve Vaadi ümitle 
                                      bekliyordu ve bu ümit onu itaatkar bir iman 
                                      yaşamı sağlamıştı. (İbraniler 11:8-13) Ayrıca Vahiy bölümünde birçok 
                                      örnek var eskatolojik yaşamımızı İman atamız 
                                      İbrahim gibi gelecekteki olaylara bakarak 
                                      iman içinde şu anda yaşadığımız dönemde 
                                      düzeltmemiz ile ilgili bunlara örnek Vahiy 
                                      8:1-5 Kuzu yedinci mührü açınca, gökte yarım 
                                      saat kadar bir sessizlik oldu. Tanrı'nın 
                                      önünde duran yedi meleği gördüm. Onlara 
                                      yedi borazan verildi. Altın bir buhurdan 
                                      taşıyan başka bir melek gelip sunağın önünde 
                                      durdu. Tahtın önündeki altın sunakta tüm 
                                      kutsalların dualarıyla birlikte sunmak üzere 
                                      kendisine çok miktarda buhur verildi. Kutsalların 
                                      dualarıyla buhurun dumanı, Tanrı'nın önünde 
                                      meleğin elinden yükseldi. Melek, buhurdanı 
                                      aldı, sunağın ateşiyle doldurup yeryüzüne 
                                      attı. O zaman gök gürlemeleri ve uğultular 
                                      işitildi, şimşekler çaktı ve yer sarsıldı. 
                                      Bu ayetlerde ki buhurun kutsalların duaları olduğunu görüyoruz. Tarihin sonuçlanması 
                                      için en önemli hazırlık kutsalların dualarıdır. 
                                      Tarihte böylesine önemli bir rol alabiliriz 
                                      çünkü yine Vahiy kitabında borazanlar dualarımıza 
                                      cevaben çalınacaktır. Hatta Rab bize Petrus 
                                      mektubunda “Her şey bu şekilde yok olacağına 
                                      göre, sizin nasıl kişiler olmanız gerekir? 
                                      Tanrı'nın gününü bekleyip o günün gelişini 
                                      çabuklaştırarak kutsallık içinde yaşamalı 
                                      ve Tanrı yolunu izlemelisiniz. O gün gökler 
                                      yanarak yok olacak, maddesel öğeler şiddetli 
                                      ateşte eriyecektir. 2. Petrus 3:11-12 
                                      adanmışlık 
                                      ve duayla Rab’bin gelişini bile çabuklaştıracağımızı 
                                      söylüyor. O halde İman Atamız İbrahim gibi 
                                      vaade yani Eskatolojik öğretişe göre yaşamamız 
                                      gerektiğini, Eskatoloji’nin sadece gelecekte 
                                      olacak olayları anlatan bir bilim kurgu 
                                      kitabı olmadığını Eskatoloji’nin hayatımızın 
                                      bir parçası olduğunu görmekteyiz.  Eskatoloji Hıristiyanın 
                                      hayatının bir parçası olmalı ve Eskatolojik 
                                      olarak yaşamalı, Vaad’e ilerideki olacak olaylara inanarak ona göre yaşamalı 
                                      Tanrı bunu bizden kesinlikle istemektedir, 
                                      gelecekteki olaylara bakarak ona uygun yaşamamızı 
                                      hayatımızı ona göre kurmamızı idame ettirmemizi 
                                      istemektedir. Vahiy 3:14-18 "Laodikya'daki topluluğun meleğine yaz. Amin, sadık ve gerçek 
                                      tanık, Tanrı yaratılışının öz kaynağı şöyle 
                                      diyor: `Senin yaptıklarını biliyorum. Ne 
                                      soğuksun, ne sıcak. Keşke ya 
                                      soğuk, ya da sıcak olsaydın! Oysa ne sıcak ne de soğuksun, ılıksın. 
                                      Bu yüzden seni ağzımdan kusacağım. Zenginim, 
                                      zenginleştim, hiçbir şeye ihtiyacım yok 
                                      diyorsun ama, zavallı ve acınacak durumda, 
                                      yoksul, kör ve çıplak olduğunu bilmiyorsun. 
                                      Zengin olasın diye benden ateşle arıtılmış 
                                      altın, giyinip çıplaklığının ayıbını örtesin 
                                      diye beyaz giysiler, göresin diye de gözlerine 
                                      sürmek üzere merhem satın almanı salık veriyorum. Bu ayet Pamukkale'nin hemen yanı başındaki Hiyerapolis 
                                      yakınlarında bulunan bu şehirdeki Loadikya 
                                      Kilisesine yazılmıştı, bu şehir termal sulara 
                                      sahipti. Ve parlak ticaret merkezi olarak 
                                      ün kazanmıştı. Asya ilinin en önemli ticaret 
                                      yolu buradan geçiyordu. 
                                      Burada önemli bir tıp okulu vardı. Aynı 
                                      zamanda göz hastalıkları için merhem üretiliyordu 
                                      ve zengin bir giyim sanayisi vardı.
 Buradaki imanlılar buranın maddi zenginliklerinden 
                                      yararlanırken bu bolluğu Rab'bin özel bir 
                                      bereketi olarak yorumlarken gerçek ruhsal 
                                      değerleri göz ardı ediyorlardı. Ama bunun 
                                      en acı tarafı ise kendilerinin ruhsal olarak 
                                      da zengin olduklarını düşünmeleriydi. Bu 
                                      yüzden ruhsal disiplin konusunda gevşektiler. 
                                      İmanlı olup ruhsal mücadeleye aldırmayan 
                                      ayette yazdığı gibi, ne sıcak ne de soğuk, 
                                      ılıktılar. Rab'de böylelerini 
                                      ağzından kusacağını söylüyor.
 
 Leodikya topluluğu, 
                                      kendisini üstün görüyordu. Bu yüzden üstünlük 
                                      duygusu veren her türlü ruhsal anlayış Rab'bin 
                                      gerçek bereket sofrasından bizi uzaklaştıran 
                                      ruhsal bir tokluktur. Yalnız ruhta yoksul 
                                      (aç) olanlar göklerin egemenliğini miras 
                                      alacaklar. Bizler Rab'de dimdik ayakta kalabiliyorsak 
                                      yine de bu bizim gücümüzle değil ama O'nun 
                                      lutfu sayesindedir. 
                                      Bu yüzden Rab'bin zavallı, acınacak durumda, 
                                      yoksul, kör ve çıplak olarak değerlendirdiği 
                                      bu topluluğa kendisinden lütuf almasını 
                                      salık veriyor.
 Bugün 
                                      bizde buna dikkat etmeliyiz, Kilisemizde 
                                      önderlerimiz çok bilgili teologlar, Reverent olabilir bu yüzden yeni kitaplar yazılabilir, konferanslar 
                                      verilebilir çok yoğun bir kilise çalışmaları 
                                      olabilir ancak yinede bizler Eskatolojik 
                                      olarak yaşayan bir topluluk olarak yaşamayı 
                                      unutmamalıyız, unutmamalıyız ki Loadikya 
                                      Kilisesi gibi Rab’bin ağzından kusulmayalım, 
                                      Unutmamalıyız ki Eskatoloji itaatkar bir 
                                      iman ve yürekle yaşayabilmemiz için şimdiki 
                                      zamanı, geleceğin ışığı altında yaşamaktır. Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta 
                                      Eskatolojik Öğretiş  Müslümanlıkta Eskatoloji Öğretişi varmıdır?  Bir Hıristiyan için Eskatoloji’nin önemini baktık acaba diğer inançlar 
                                      Eskatoloji’ye nasıl veya inançlarında Eskatolojik 
                                      bilgi varmı? Nüfusu’nun %98’inin Müslüman olduğu düşünülen ülkemiz 
                                      Türkiye’deki  
                                      Müslümanlar Eskatolojik olarak yaşıyorlar 
                                      mı, Onlarda Eskatoloji öğretişi varmı?  Kuran’a göre bir Eskatolojik yani gelecekte olacaklarla ilgili bir 
                                      öğreti olmadığını aşağıdaki Kuran bölümlerinden 
                                      görüyoruz,  En’âm 6:50 De ki: "Ben size 
                                      "Allah’ın hazineleri benim yanımdadır." 
                                      demiyorum; gaybı da bilmem, size "Ben meleğim." de demiyorum; 
                                      ben ancak bana verilen vahye uyarım." Ahkaf 46:9 De ki: "Ben peygamberlerin 
                                      ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını 
                                      da bilmiyorum.  Ancak Kuranda Eskatoloji ile ilgili yazılar olmasada Muhammed’in sözlerine, konuşmalarına ve insanların 
                                      uygulamasını istediği olaylara Hadis denir. 
                                      Bu hadislerin bazılarında Kıyamet günü tuhaf 
                                      belirtilerle olacağını açıklamaktadır. Kişinin yalnız tanıdıklarına selam vermesi… kıyamet 
                                      alametlerindendir. Ramuz-El Ehadis, 121/4. Sığırların dilleriyle yalayarak 
                                      yediği gibi, dilleriyle geçimlerini temin 
                                      eden birtakım insanlar ortaya çıkmadıkça 
                                      kıyamet kopmaz. Son Zamanlarla İlgili Hadisler Kişiye kamçısının ucu konuşmadıkça… kıyamet kopmaz. Zira kıyamet dünyanın ecelidir. (Bediüzzaman 
                                      Said Nursi, Sözler, 
                                      s.318) Yukarıdaki 
                                      Kuran yazıları ve Hadislere baktığımızda 
                                      Son günlerle ilgili 
                                      pek aydınlatıcı veya ciddi bir 
                                      bilgi bulamaktayız, 
                                      ayrıca İslami inançta 
                                      Kıyamet günü 
                                      herşey TÜM EVREN bile yok olacaktır, buna gore Tanrı tüm evreni 
                                      yok edecek 
                                      sonar yeniden bir cennet, 
                                      cehennem inşa 
                                      edecektir ve bu 
                                      dünyada iyi 
                                      işler yapan insanlar 
                                      Tanrı’nın iyi 
                                      olun sözüne istinaeden 
                                      Tanrı’nın aradığı 
                                      mükemmeliyeti, iyiliği yakalayacak ve Tanrı’nın yeni yarattığı cenneti gidecek bunu yapmayanlarda 
                                      cehenneme gideceklerdir. Ancak 
                                      o, 'herşeyi batırıp 
                                      gömen büyük-felaket' (kıyamet) geldiği zaman. 
                                      O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar. 
                                      (Nazi'at Suresi, 34-35)  De 
                                      ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız 
                                      ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. 
                                      Sonra gaybı da, 
                                      müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; 
                                      O da size yaptıklarınızı haber verecektir. 
                                      (Cuma Suresi, 8) Buna göre Ölüm yalnızca 
                                      insanlara mahsus değildir. Geçici olan dünya 
                                      hayatında, insan gibi "herşey" 
                                      ölümlüdür. Allah insanlara, tüm kainatın, 
                                      içindeki canlılarla birlikte yok olacağı 
                                      bir günün varlığını, yani "kıyamet 
                                      gününü" bildirmiştir. Ancak buda Eskatolojik 
                                      olarak Tanrı’nın baştan beri hareketlerine 
                                      ters gelen bir durumdur, Yani Tanrı bu dünyayı 
                                      yok edip İslamiyet inancındaki gibi yeniden 
                                      bir cennet cehennem inşa etmemektedir, Tanrı 
                                      gücü ve yetkisi ile her şeyin yenilenmesi 
                                      ve değiştirilmesini sağlamaktadır, Bu yenilenme 
                                      bizim vaftizde ölüp dirilmemiz gibidir, 
                                      bizler vaftiz olduğumuzda Mesihte 
                                      ölüp diriliyoruz, ancak burada dikkat etmemiz 
                                      gereken durum dirildiğimizde aynı bedende 
                                      yani eski bedenimizde diriliyoruz, bu diriliş 
                                      Tanrı’nın her şeyden üstün gücü ile bizi 
                                      yenilemesi ile gerçekleşmektedir. Bu konu ile ilgili Tanrı 
                                      Kelamı başka örneklerde sunmaktadır bizlere, 2. 
                                      Petrus 3:1-13 Sevgili kardeşler, şimdi bu 
                                      benim size yazdığım ikinci mektuptur. Her 
                                      iki mektupta da bu konuları hatırlatarak 
                                      pak düşüncelerinizi uyandırmaya çalıştım. Kutsal peygamberlerin çok önceden söylediği sözleri 
                                      ve Kurtarıcımız Rab'bin elçileriniz aracılığıyla 
                                      verdiği buyruğu hatırlamanızı istiyorum. 
                                      Öncelikle şunu bilmelisiniz: dünyanın son 
                                      günlerinde kendi tutkularının ardından giden 
                                      alaycı kişiler türeyecek. Bunlar, "Rab'bin 
                                      gelişiyle ilgili vaat ne oldu? Atalarımızın 
                                      ölümünden beri her şey yaratılışın başlangıcında 
                                      olduğu gibi duruyor" diyerek alay edecekler. 
                                      Ne var ki göklerin, çok önceden Tanrı'nın 
                                      sözüyle var olduğunu ve yerin su aracılığıyla 
                                      sudan şekillendiğini kasıtlı olarak unutuyorlar. 
                                      O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmuştu. 
                                      Şimdiki yer ve gökler ise ateşe verilmek 
                                      üzere aynı sözle saklanıyor, tanrısız kişilerin 
                                      yargılanarak mahvolacağı güne dek korunuyorlar. 
                                      Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, 
                                      Rab'bin gözünde bir gün bin yıl ve bin yıl 
                                      bir gün gibidir. Bazılarının gecikmiş saydığı 
                                      gibi Rab, vaadini yerine getirmekte gecikmez; 
                                      ama size karşı sabrediyor. Çünkü hiç kimsenin 
                                      mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini 
                                      istiyor. Ne var ki, Rab'bin günü hırsız 
                                      gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle 
                                      ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak 
                                      yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan 
                                      her şey yanıp bitecek. Her şey bu şekilde 
                                      yok olacağına göre, sizin nasıl kişiler 
                                      olmanız gerekir? Tanrı'nın gününü bekleyip 
                                      o günün gelişini çabuklaştırarak kutsallık 
                                      içinde yaşamalı ve Tanrı yolunu izlemelisiniz. 
                                      O gün gökler yanarak yok olacak, maddesel 
                                      öğeler şiddetli ateşte eriyecektir. Ama 
                                      biz Tanrı'nın vaadine göre, doğruluğun barınacağı 
                                      yeni gökleri ve yeni yeryüzünü bekliyoruz. 
                                       Bu 
                                      ayetlerde yüzeysel baktığımızda İslamiyet 
                                      inancındaki gibi dünyanın yok olacağını 
                                      düşünebiliriz, ancak bu ayet’e yine bu ayet’de 
                                      bahsedilen Nuh Tufanı ile bakalım Tanrı 
                                      ne dedi? Yaratılış 
                                      6:11-13 Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, 
                                      zorbalıkla dolmuştu. Tanrı yeryüzüne baktı 
                                      ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. 
                                      Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a, 
                                      «İnsanlığa son vereceğim» dedi, «Çünkü onlar 
                                      yüzünden yeryüzü zorbalık doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim. Evet 
                                      bu ayete göre Tanrı yeryüzünüde yok edeceğim yani Tanrı sanki tüm dünyayı yok 
                                      edecek gibi bir izlenim çıkmaktadır, Ancak 
                                      Tufandan sonra sular çekilmeye başladı. Yaratılış 
                                      8:3 Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. 
                                      Yüz elli gün geçtikten 
                                      sonra sular azaldı. Gemi yedinci ayın on 
                                      yedinci günü Ararat 
                                      dağlarına oturdu. Sular onuncu aya kadar 
                                      sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların 
                                      doruğu göründü. Kırk gün sonra Nuh yapmış 
                                      olduğu geminin penceresini açtı. Kuzgunu 
                                      dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya 
                                      kadar dönmedi, uçup durdu. Bunun üzerine 
                                      Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini 
                                      anlamak için güvercini gönderdi. Güvercin 
                                      konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer 
                                      suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. 
                                      Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına 
                                      aldı. Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini 
                                      yine dışarı saldı. Güvercin gagasında yeni 
                                      kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin 
                                      geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden 
                                      çekilmiş olduğunu anladı. Yedi gün daha 
                                      bekledikten sonra güvercini yine gönderdi. 
                                      Bu kez güvercin geri dönmedi. Nuh altı yüz 
                                      bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki 
                                      sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı 
                                      kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü. 
                                      İkinci ayın yirmi yedinci günü toprak tamamen 
                                      kurumuştu. Tanrı Nuh'a, «Karın, oğulların 
                                      ve gelinlerinle birlikte gemiden çık» dedi, 
                                      «Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, 
                                      hayvanları, sürüngenleri de çıkar. Türesinler, 
                                      verimli olsunlar, yeryüzünde çoğalsınlar.» 
                                      Nuh karısı, oğulları ve gelinleriyle birlikte 
                                      gemiden çıktı.  Burada 
                                      Tanrı yeryüzünü yok edeceğim demişti ancak 
                                      görüyoruz ki sular çekildikten sonra yine 
                                      yeryüzü meydana çıkmıştır, Yukarıda Elçi 
                                      Petrusun mektubundaki 
                                      (2.Petrus 3:1-13) 
                                      “O gün gökler büyük 
                                      bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel 
                                      öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde 
                                      yapılmış olan her şey yanıp bitecek” Burada anlatılan Tufandaki gibi yok oluştur yani Tanrı’nın 
                                      mucizevi yenilemesidir, Tanrı yok etmiyor 
                                      yeniliyor.  Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta Eskatolojik Benzer olaylar varmıdır? Daha 
                                      önce Bahsettiğimiz gibi son günler hakkındaki 
                                      öğretişte, Son günlerin başlangıcı İsa Mesih’le 
                                      başladığını anlatmıştık. Müslümanlık inancıda 
                                      bu konuda kısmen bizim gibi düşünmektedir 
                                      ancak Kuranın bu konuya bakış açısına baktığımızda 
                                      aslında Tanrı Kelamı’nın bize öğrettiği 
                                      Eskatoloji ile Müslümanların inancındaki 
                                      Eskatolojinin 
                                      arasında korkunç farklılıklar bulunduğunu 
                                      görmekteyiz, Gerçekten o (İsa) saat için bir ilimdir (kıyametin yaklaştığım 
                                      gösteren bir bilgidir). Zuhruf 
                                      61  Bu 
                                      Kuran yazısına göre, Rabbimiz ve Kurtarıcımız 
                                      İsa Mesih dünyaya 2. gelişi ile Kıyamet 
                                      başlamaktadır, ancak Tanrı bize bunun böyle 
                                      olmadığını, Rabbimizin dünyaya Beden alarak 
                                      gelmesi ile son günlerin başladığını 2. 
                                      gelişi ilede Son 
                                      günlerin dolgunluğa eriştiğini öğretmektedir. Ayrıca 
                                      İsa Mesih’in ikinci gelişini Müslümanlarda 
                                      yaptıkları iyi işlerle pekiştirerek ona 
                                      layık bir şekilde karşılama isteğindedirler, 
                                      Ancak Kutsal Kitap’a, Tanrıya göre bunun 
                                      mümkün olmadığını görmekteyiz. 1.Selanikliler 4:16-17 Rab'bin 
                                      kendisi, bir emir çağrısıyla, baş meleğin 
                                      seslenmesiyle ve Tanrı'nın borazanıyla gökten 
                                      inecek. Önce Mesih'e ait ölüler dirilecek. 
                                      Ondan sonra biz yaşamakta olanlar, diri 
                                      kalmış olanlar, onlarla birlikte Rab'bi 
                                      havada karşılamak üzere bulutlar içinde 
                                      alınıp götürüleceğiz. Böylece sonsuza dek 
                                      Rab'le birlikte olacağız.   Görüldüğü 
                                      gibi Müslümanlık ve Hıristiyanlık Eskatolojik 
                                      olarak bu konudada 
                                      büyük farklılıklar göstermektedir. Eskatolojik olarak Müslümanlık ve Hıristiyanlığa göre nasıl 
                                      yaşanmalı / yaşanıyor?  Eskatoloji 
                                      biz Mesih İmanlıları için gerçekten çok 
                                      önemlidir, biz bu önemi anlarsak nasıl yaşamamız 
                                      gerektiği hakkında bize bilgi vermektedir, 
                                      çünkü Esktaoloji’de 
                                      umut vardır, bu umut edilen şey ise Sonsuz 
                                      ve ebedi hayata kavuşmak, Sonsuzluk boyunca 
                                      Rab ile birlikte olmaktır. 1Petrus 
                                      1:3-4 Rabbimiz İsa Mesih'in Tanrısı ve Babasına 
                                      övgüler olsun. Çünkü O, kendi büyük merhametiyle 
                                      yeniden doğmamızı sağladı. İsa Mesih'i ölümden 
                                      diriltmekle bizi yaşayan bir ümide, çürümez, 
                                      lekesiz ve solmaz bir mirasa kavuşturdu. 
                                      Bu miras sizin için göklerde saklıdır. Eskatolojide umut vardır dedik, bu umut piyango alıp acaba zengin olacağımı 
                                      diye beklemek değildir çünkü piyangodan 
                                      büyük ikramiye çıkma garantisi yoktur, fakat 
                                      bu ümidi bize veren Tanrı olduğundan bu 
                                      ümidin boş olmadığını ve bizleri hayal kırıklığına 
                                      uğratmayacağını biliyoruz. İbraniler 
                                      10:23 Açıkça benimsediğimiz ümide sımsıkı 
                                      tutunalım. Çünkü vaat eden Tanrı güvenilirdir. Bu 
                                      vaad ise bu çağda İsa Mesih’e iman edip, 
                                      gelecekte çağdada 
                                      Rabbin bu lütfu ile günahlardan arınmış 
                                      bir şekilde sonsuz ve ebedi hayata kavuşmaktır. 1.Yuhanna 
                                      5:13 Ben bunları Tanrı Oğlunun adına iman 
                                      eden sizlere, sonsuz yaşama sahip olduğunuzu 
                                      bilesiniz diye yazdım. Galatyalılar 3:21-26 O halde Kutsal Yasa 
                                      Tanrı'nın vaatlerine aykırı mıdır? Kesinlikle 
                                      hayır! Çünkü yaşam sağlayabilen bir yasa 
                                      verilseydi, elbette insanlar yasa ile aklanacaktı. 
                                      Halbuki İsa Mesih'e olan imana dayanan vaat 
                                      iman edenlere verilsin diye, Kutsal Yazı 
                                      bütün dünyayı günahın tutsağı ilan ediyor. 
                                      Bu iman gelmeden önce, biz Yasa altında 
                                      hapsedilmiştik, gelecek iman açıklanıncaya 
                                      dek Yasa'nın tutuklusuyduk. Yani, Yasa imanla 
                                      aklanalım diye Mesih'in gelişine dek eğiticimiz 
                                      oldu. Ama iman gelmiş olduğundan, artık Yasa'nın eğiticiliği 
                                      altında değiliz. Çünkü Mesih İsa'ya iman 
                                      ettiğiniz için hepiniz Tanrı'nın oğullarısınız. Rom 
                                      3:22 Tanrı, insanları İsa Mesih'e olan imanlarıyla 
                                      aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar. 
                                      Hiç ayrım yoktur. Efesliler 2:8-9 İman yoluyla, 
                                      lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız 
                                      değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi 
                                      için iyi işlerin ödülü değildir. Müslümanlıktaki 
                                      ümit ise insanın kendisine bağlıdır,  Ankebut 29:7*......İnanıp iyi işler yapanların, mutlaka kötülüklerini örteceğiz 
                                      ve onları, yaptıklarının en güzeliyle mükafatlandıracağız. Necm 53:32*........günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, 
                                      yalnız bazı küçük hatalar işleyebilirler. Yani 
                                      insan yaptığı iyi işlerle, sevapları ile 
                                      Tanrı’nın sunduğu sonsuz ve ebedi hayata 
                                      (cennete) kabul edilir Müslümanlıktaki bu 
                                      Eskatolojiye göre 
                                      Tanrı’nın Kurtaran lütfuna 
                                      ihtiyaç yoktur. Kaynakça Miami Uluslar arası İlahiyat Fakultesi 
                                      Türkçe Bölümü ESKATOLOJİ Konferans Metni 
                                      (Yazar Rev. Robert 
                                      LYNN, Rev. Turgay 
                                      ÜÇAL)Kutsal Kitap
 Kuran-ı Kerim Diyanet İşleri Meali
 Harun Yahya Kıyametin Alametleri Kitabı,
 Harun Yahya Hz.İsanın Gelişi Kitabı,
 ORHANANT |